Her Şey Bir Çizgiyle Başladı
Hayatın içinde hepimizin yaşadığı öyle anlar vardır ki o anlarda sanki 24 saatin dışına çıkar, bambaşka bir zamana geçeriz. Bir filmin sahnesinde, bir kitabın satırlarında, bir konserin tam ortasında ya da bizi içine çeken çok özel bir duygunun derinliğinde zaman başka akmaya başlar. O anları kelimelere dökmek kolay değildir ama ben o hissi “25. Saat” olarak tanımlıyorum.
Hatırlar mısınız, ilkokul yıllarında kalemi ilk kez elinize alışınızı, o defterinize çizdiğiniz ilk çizgiyi… İşte inanıyorum ki her şey, tüm bu yolculuğun başlangıcı o ilk çizgiyle atıldı. Zamanla dünyayı anlamanın, kendimizi ifade etmenin yolu da yine o çizgilerden geçti. Bu; bir yolun, bir arayışın, başka bir zamanın başlangıcıydı sanki.
25. Saat Okuma ve Anlam Atölyesi o ilk çizgilerin, o ilk heyecanın ve öğrenme motivasyonunun hatırlanmasıyla doğdu. Hızın, hırsın ve sadece sonucun alkışlandığı bir sistemin içinde, 24 saatin ötesinde kendine ait bir zaman yaratma fikriydi bu. Şairin de dediği gibi “Başka türlü bir şey benim istediğim…”
25. Saat, yalnızca sınavlara hazırlık yapılan bir yer değil anlamın, sanatın, kelimenin ve kendini doğru ifade edebilmenin merkezinde bir yolculuktur.
Burada öğrencilerimizi yalnızca akademik sınavlara değil hayata, düşünmeye ve kendini en doğru şekilde ifade etmeye hazırlıyoruz. Öğrencilerimizin okuma, anlama, yorumlama, eleştirel düşünme ve anlamlandırma becerilerini geliştirirken sanat, müzik, sinema ve felsefeden beslenerek daha derin bir bakış açısı kazandırmak atölyemizin temel hedefi.