25. Saat’te her öğrencinin kendine ait bir yolculuğu olduğuna inanıyoruz. O yüzden burada herkes için standart, kalıplaşmış bir sistem yok. Önceliğimiz, karşımızdakini yakından tanımak ve neye gerçekten ihtiyaç duyduğunu birlikte keşfetmek.
Her şey önce bir tanışma ile başlıyor. İlk etapta her öğrenciyle birebir görüşüyoruz. Bu görüşme, klasik bir mülakat gibi değil daha çok samimi bir sohbet ve karşılıklı birbirimizi anlamaya dayalı bir süreç oluyor. Sonrasında uyguladığımız küçük deneme çalışmaları, okuma-anlama pratikleri ve basit gözlemlerle öğrencinin hangi noktada olduğu, nasıl düşündüğü, nasıl çalıştığına dair bir fikir ediniyoruz. Bu sürecin ardından, öğrencinin seviyesine ve ihtiyacına göre ister birebir çalışma planı ister grup çalışma planı çıkarıyoruz.
Birebir destek dersleri, tamamen öğrencinin ihtiyacına göre şekilleniyor. Kimi öğrencide bu süreç daha sık, kimisinde aralıklı olabilir. Hiçbir şeyi zorlamadan, öğrencinin kendini en iyi hissettiği noktada ilerliyoruz.
25. Saat'te klasik kalabalık sınıf mantığından uzakta, küçük ve samimi gruplarla yol alıyoruz. Burada gruplar, kalabalığın içinde kaybolunan sınıflar değil her öğrencinin kendini gösterebildiği, rahatça öğrenebildiği ve birlikte gelişebildiği küçük öğrenme alanlarıdır. Genellikle 4-6 kişilik gruplar halinde çalışıyoruz.
Süreç, yine öğrenci odaklı ilerliyor. Grup içerisindeki performansa ve bireysel ihtiyaçlara göre, öğrencinin birebir destek çalışmaları da ayrıca planlanıyor.
Şunu iyi biliyoruz ki birebir çalışmalar bir öğrencinin aklını geliştirirken grup çalışmaları karakterini, iletişimini ve sınav psikolojisini güçlendirir.